Konsantre Kitap: Prokrastineyşın
Yazanı:
Psikolog Dr. Timothy A. Pychyl
Sayfa:
120
Kitaba ve yazara dair: Kitap, başlanıp bitirilmesi
gereken işleri inatla erteleme, savsaklama ve oturup çalışmak yerine ıvır zıvır
şeylerle oyalanma alışkanlığıyla mücadele etme kılavuzudur.
Yazar, yirmi yılı aşkın süredir savsaklama alışkanlığı (prokrastineyşın)
üzerine çalışıyor. Bu çalışmalar neticesinde araştırmalara dayalı güncel bilgileri,
hiç lafı uzatmadan kısa ve anlaşılır biçimde sunuyor.
Sonunda pişman olacağımızı bile bile erteleme davranışını
neden gösterdiğimizi, ertelemenin ne olduğunu ve ne olmadığını, erteleme
davranışlarımızdaki duygu-davranım örüntülerini gösterip çözüm içeren uygulamalı
stratejiler sunuyor. Sıkıcı olmayan ve yalın bir dille.
Kitap bir sistem sunuyor. Fazlalıklara, tekrarlara yer
verilmemiş. Bir çırpıda bitiyor. Kitabı okurken uygulamalar yapıyorsunuz. Veya okuduktan
sonra, siz bilirsiniz.
Kitabın en güzel 2 tarafı: 1.Kısa 2.Uyggulama stratejileri
verilmiş.
Yani sadece hastalığı anlatmıyor, reçetelerini de veriyor.
Prokrastıneyşın Nedir? : Savsaklama demektir. Yani yapılacak
bir işin veya faaliyetin bile isteye ertelenmesidir.
Kaç zamandır köşe bucak kaçtığınız için kendinizi yiyip
bitirdiğiniz bir sorumluluğunuz varsa, bu kitabı okuduğunuz süre boyunca
elinizde meşru bir kaçış gerekçesi olacak. Ama daha önemlisi, kitabı
bitirdiğiniz zaman sorumluluklarınızı neden savsaklayıp durduğunuzu ve bundan
nasıl kurtulacağınızı öğrenmiş olarak, bu habis alışkanlıktan da, dağ gibi
yığılmış işlerden de kurtulmak üzere bir an önce kolları sıvamak
isteyeceksiniz. Başlayabiliriz.
PROKRASTİNEYŞIN
Her Erteleme Savsaklama Değildir:
Savsaklama davranışı, yapılacak bir işin veya faaliyetin
bile isteye ertelenmesidir.
Soru şu: Harekete geçmeye neden gönülsüzüz? Neden
kendi kendimizin en azılı düşmanı haline geliriz? Bu savsaklama bilmecesini
nasıl çözebiliriz?
Tam olarak şu an gerçekleşen ve seçimlerimizi etkilemekte
olan şey nedir? Şu an için en önemli şey nedir? Hedeflerimiz, sorumluluklarımız,
görevlerimiz ve arzularımız göz önüne alındığında yapabileceğimiz en akıllı şey
nedir?
Alışkanlıkları değiştirmek kolay değildir. Bu
alışkanlıkların dışına çıkabilmek için ön kararlar almak gerekir.
Değişim Stratejisi
Hayatımızdaki hangi ertelemelerin savsaklama sınıfına
girdiğini kategorize edin. Bu farkı bilmek iyi bir başlangıçtır.
Sizi, işinizi yapmanızdan ve kendinizi iyi hissetmenizden
alıkoyan ertelemelerin hangilerinin tam manasıyla iradi ertelemeler olduğunun
ayrımına varmaya başladıkça, muhtemelen bir örüntünün ortaya çıktığını
fark edeceksiniz. Bu görevlerin, projelerin veya tasarlanan eylemlerin büyük
olasılıkla ortak bir özellikleri olacak. Örneğin bütün bu yapılacak işlerin
sizde hemen hemen aynı duyguları uyandırdığını fark edebilirsiniz.
Aşağıdaki tabloya savsaklamaya teşne olduğunuz bütün görevleri, projeleri, faaliyetleri veya şeyleri listeleyin. Bunlardan savsakladığınız alanları, his ve düşüncelerinizi her birinin karşısına not düşün. Listenizi tamamladıktan sonra not aldığınız hissi ve düşünceler arasında bir örüntü olup olmadığına bakın.
Savsaklamak, Hayatın Gerçeklerinden Kaçmaktır.
Yakınlarını kaybeden insanların yas sürecinde ifade
ettikleri iki tip pişmanlık vardır birisi kabahatlerinden dolayı diğeri
ihmalkarlıklarından dolayı. İhmalkarlık savsaklama davranışından ileri gelir.
Bu kişilerde pişmanlık en çok hangisinden ileri gelir?
Kişilerin gerçekten yapmaya niyetlenip de hiçbir zaman
yapmadıkları şeylerden. Yani savsakladıklarından.
Bunu yas süreci olarak değil hayatımızın sonu olarak
düşündüğümüzde de aynı sonuca varacağızdır.
Savsaklama, hayatın gerçeklerinden kaçmakla ilgili
bir sorundur. Hedeflerimizi savsaklarken aslında kendimizin en azılı düşmanı
haline geliriz. Kronik savsaklar, egzersiz yapma, sağlıklı beslenme ve
yeterince uyuma gibi sağlığa yararlı davranışlara gereksiz yere erteliyorlar. (İbadetleri
de)
Gereksiz yere, bile isteye ertelemeyi bırakmayı öğrendiğimiz
andan itibaren, hayatı daha dolu dolu yaşamaya başlayacağız. Pasif bir
katılımcı yerine hayatımızın aktif bir öznesi olmamız gerekiyor. Şimdi
kendimize bir söz verme zamanı. Zaman, çarçur edilemeyecek kadar değerli.
Birazdan bir liste daha yapacağız bu listedeki görevleri
veya hedefleri savsakladığımızda ruh haliniz, sağlığınız, ekonomik
durumunuz, ilişkileriniz ve benzeri parametreler bakımından nasıl
etkilendiğinizi not edin. Bunu sizi en iyi tanıyan yakın bir dostunuz veya
birlikte olduğunuz kişiyle tartışmak da isteyebilirsiniz çünkü onlar sizin daha
farklı davranışlarınızı açığa çıkartır.
Savsaklamayla İlgili Bilmeniz Gereken En Önemli Şey Ne?
“Savsaklamaya giden yolun taşlarını, bizi kendimize iyi
hissettiren şeyler döşer. “
Soru: Neden erteleme davranışı gösteririz? Kimler kronik
savsaktır?
Kronik savsaklar, olumsuz ruh halinden veya duygulardan hemen,
bir an önce kurtulmak isterler ve böylece iyi hissetmenin cazibesine kapılırlar.
Görevi bir başka zamana erteleme yönündeki içkiye teslim olan kronik savsaklar,
görevle yüz yüze değilken kendilerini daha iyi hissetmeye başlarlar. (Aslında
bu durumun ruhsal sıkıntısını ise daima içlerinde yaşarlar. Bir türlü rahat yaşayamazlar.)
Ve psikoloji derslerinden de hatırlayacağınız gibi, ödüllendirilen
davranışlar tekrarlanırlar. Kendi savsaklama davranışımızı da işte bu
şekilde pekiştirerek başlı başına bir sorun haline getiririz.
Öz düzenleme başarısızlığının kalbinde, kendini
iyi hissetme lafının yattığının farkında olalım. Şöyle bir mantra
geliştirilebilir:
“Kendini iyi hissetmenin cazibesine kapılma, yapman
gereken işi neyse hemen başla.”
“Eğer
O halde”
Formülü:
Eğer yapmam gereken işle ilgili hislerim olumsuz
yönde ise, o halde öylece duracağım, o işi rafa kaldırmak başka bir
zamana ertelemek veya tüymek yok”
Bugünün İşini Yarına, Yarının İşini Öbür Güne alışkanlığına
karşın;
“ Yarın değil, bugün. Sonra değil, şimdi. Bir ara değil,
hemen.”
Bir şey yapmak için onu yapmayı canımızın istemesini
beklemeyin hiçbir zaman canımız istemeyecek.
Strateji: Yarın yapayım diye düşünmeye başladığınızda
durup şöyle bir düşünün. “Galiba yanlış düşünüyorum. Büyük ihtimalle yarın
da bunu yapasım olmayacak.” Ve mutlaka şunu da ekleyin: “Harekete geçmek
için illa yapmam gereken şeye motive olmam gerekmiyor”
Bir işi yapmak için illa onu canımızın istemesi gerekmiyor.
Canımız istemeyecek, hem de hiç! Umduğumuz değil, içinde bulunduğumuz durumla
yüzleşip yapmaya başlamalıyız.
Uydurduğumuz Bahaneler
ve Kendimize Söylediğimiz Yalanlar
Uyumsuzluk karşısında verdiğimiz bazı tipik tepkiler:
* dikkati dağıtma
* Unutma
* Önemsizleştirme
* Öz olumlama
* Sorumluluğun inkârı
* Uyumlu bilişsel durumlar ilave etme
* Geriye doğru işleyen karşı olgular yaratma
* Davranış değişikliğine gitme
Ödev:
Aşağıdaki boşluğa savsaklama alışkanlığımızı gerekçelendirmek
için çoğunlukla söylediğiniz veya yaptığınız şeyleri listeleyin.
Önümüzdeki birkaç gün veya hafta bu listeyi yeniden düzenleyebilirsiniz. Önemli
olan şey, ertelediğiniz davranışlar için hangi bahaneleri uydurduğunuzu ve
bunları nasıl mantığa bürüdüğünüzü tespit etmek.
Bir işi nedensizce ertelerken uydurduğum tipik bahaneler:
1.....
2.....
3.....
Gibi.
Gerekçeleriniz bunlarsa, böyle bir durumda vereceğiniz yeni
tepki ne olacak?
Başlamanın Gücü:
Hemen Başla
İstemediğiniz, korktuğunuz üşendiğiniz bir şeyi yapmanız
gerektiğinde yapacağınız belki de ilk şey kaçmak oluyor olabilir. “En
iyisi bunu başka zaman yapayım” sözü sizin için bir uyarı işareti
işlevi görmelidir. Kafanızın içinde bu sözünü ne zaman duyarsınız derhal
“Hemen Başla!” Komutunu verin kendinize. (Şeytana da böyle muhalefet
olursunuz.)
Bir kere başladığınızda elinizdeki işin aslında zannettiğimiz
kadar berbat olmadığını anlayacaksınız. Daha evvel uzak durduğunuz bir işe bir
kere başladıktan sonra artık eskisi kadar itici gelmemeye başlar. Ertesi
günü kendinizi daha özgüvenli ve iyimser hissedersiniz.
Eğer yalnızca o ilk adımı atarsak, her şey çok daha
kolay hale gelir. Savsaklamak için gösterdiğiniz bütün o nafile çabalar birden
bire son bulur. Başlamak bitirmenin yarısıdır.
Ertelemek istediğinizde muhtemelen olumsuz duygularınıza
odaklanıyor, elinizdeki işin bütününü görüp başlamak yerine bitirmek üzerine
kafa yoruyorsunuz. Oysa çözüm, işin başlayabileceğiniz bir yerini
bulmakta yatıyor.
Önünüzde duran işi basitleştirebileceğiniz kadar
basitleştirin ve mümkün olduğunca somut hale getirin. Somut planlar
vakitlice harekete geçmenizi sağlar.
Belli bir görevi yerine getirmek üzere çalışmaya
başlayamayacağımızı anladığımızda, işe bunu alt görevlere bölmekle de
başlayabilirsiniz.
Strateji:
Aşağıdaki tabloya savsakladığınız ve gerçekten canınızı
sıkan bir iş veya bir hedef seçin ve bunu tepedeki kutuya yazın.
Bu işi yapabilmek için yerine getirilmesi gereken alt
görevlerden yapabildiğiniz kadarını sağdaki sütuna alt alta sıralayın.
Şimdi de bu alt görevler arasında önceliği hangisine
verdiğinizi veya önce hangisine halletmenin size daha mantıklı geldiğini
saptamak üzere ilk sütuna geçin. İşte tam olarak buradan başlayabilirsiniz.
Başlamak Bitirmeye Yetmez
Bütün mesele irade değildir. İrade kısıtlı bir kaynaktır. İdareli kullanmak gerekir.
* Öz disiplin antrenmanı yapın. Çok büyük bir görev
belirlemenize gerek yok belirlediğiniz hedef ile ilgili istikrarlı ve titiz
olun yeter. Zaman içinde irade kasınız güçleniyor başlayacaktır.
* Uykuya dikkat et
* Olumlu duygular: kendinizi iyi hissettiren şeyler insanlar
yanda etkinlikler bunu
* Uygulama hedefleri yazın. X durumuyla karşı karşıya
kaldığımda Y hedefi doğrultusunda Z davranışı düzenleyeceğim. Kısaca; “eğer şey
olursa, o halde şöyle yapacağım” Örneğin Eğer çocuklar uyudularsa, o halde
doğruca spor yapacağım.
* Beslenme
Kişilik Özellikleri belirleyici değil betimleyicidir.





Yorumlar
Yorum Gönder